Üç Kız Bir Toprak Ana* – Kardeş Bitkiler ve Canlıların Uyumu Üzerine

Tabiat annemiz her canlıyı birbiriyle uyumlu kılmıştır. Milyarlarca yıllık evrimsel serüveni boyunca canlılar; cansız ortamlarına ve diğer canlılara uyum sağlamış, bulundukları doğal ortama adapte olabildikleri ölçüde soylarını devam ettirmişlerdir. Ağaçlar,mantarlar, hayvanlar, herkes bu ahengin farkında – kendini şehirlere kapatmış, şişirilmiş benlik algıları yüzünden doğadan bağımsız yaşadığını zanneden insanlar dışında elbet.

Doğal bilincimizi kaybettikçe hayatımızı zora soktuğumuzun farkına bile varmayız çoğu zaman. Doğaya hükmedip onu mükemmel bir biçimde ayaklarımızın önüne serdiğimizi sanıyoruz fakat doğal tarımın babası Fukuoka‘nın da dediği gibi:

     ” Sadece doğayla var olabiliriz.
Ondan farklı veya onun dışında değiliz.
Onu kurtaramayız ya da ona zarar veremeyiz.
Kurtarmaya çalıştığımız şey yine kendimiziz
ve zarar verdiğimiz şey de yine biziz. “

İnsan  tarafından dokunulmamış bir kıra veya ormana girdiğimizde tam da orada bulunması gereken şeyleri görürüz. Kuşlar ağaçları yuvası yapar, arılar çiçeklerin özünü emer, haşereler bitkileri, uğur böcekleri haşereleri yer, devrilmiş ağaç kütüklerinde yaşayan böcekler yaşayan ağaçlara dadanan diğer zararlıları yer, toprağı örten kısa bitkiler annelerinin nemini korur, kargalar tohumları toprağa gömer, ardıç kuşları ardıç meyvesini yiyip tohumunu yeşermeye uygun hale getirir… Tarih boyunca bazı insanlar bu uyumun farkında olmuş, buldukları yöntemlerle kendilerini de bu döngünün içerisine dahil etmişlerdir. Günümüzde bu yöntemlerin en meşhur olanı Üç Kız Kardeş metodudur. Genel olarak kardeş bitki prensiplerine dayanan bu bitki birliği ilk olarak Kızılderililer tarafından kullanılmıştır.  Yöntem kısaca şöyle açıklanabilir:
– Üç bitki (mısır, fasülye ve kabak) birlikte ekilir.
– Mısır fasülye için sırık görevi görür.
– Fasülye toprağa azot kazandırır.
– Kabak geniş yapraklarıyla yer yüzeyini örterek toprağın ve bitkilerin nemini korur.

Birlikte ekilecek bitkilere başka örnekler vermek gerekirse;

Kadife çiçeği ve aynısafa, aromatik bitkiler olduklarından uğur böceği gibi etçil böcekleri çekerler, o böcekler de yanına ektiğimiz bitkilere dadanan zararlıları yer.
Baklagiller,toprağa azot bağlarlar.
Tere gibi bitkiler, bahçe kenarlarına ekilirse keskin tatlarından dolayı köstebek gibi hayvanların sebzelerinize dadanmasını engellerler.

Aşağıdaki tabloda ise birbirini destekleyen diğer bitkilere örnekler var:

 

Kardeş Bitkiler.jpg
Kaynak: Afristar foundation Çeviren: Umut Hasanoğlu

Çevreye en çok zarar veren şeylerden birisi olan monokültür tarım ise çeşitliliğin getirdiği güzellikleri reddederek sağ kulağını sol eliyle kaşımaya devam ediyor. Neyse ki Sürdürülebilir Tarım uygulamaları son yıllarda Dünyanın dört bir yanında yaygınlaşmaya başladı. Permakültür çiftliklerinde çeşitli bitki birlikleri kuruluyor, insanın toprağa müdahalesi dengeli bir konuma getiriliyor.

“Şeytanca bir deha uğraşsa, konvansiyonel (geleneksel) tarımdan daha yıkıcı bir şey düşünemezdi.”
-Bill Mollison

Aşağıda kenar etkisi** sayesinde permakültür tarımın geleneksel tarımdan nasıl daha verimli olabileceğine dair bir çizim görüyorsunuz.

KenarEtkisi
 Kaynak: kuraldisi.com

 

“Sınırlarda yaşamıyorsanız çok fazla yer işgal ediyorsunuz.”

Geoff Lawton, Avustralya Permakültür Enstitüsü Başkanı

 

Aborjinler de kenar etkisinin gücünü anlamış olacaklar ki yaşadıkları bölgelerde kontrollü orman yangınları çıkararak ormanın ortasında bir açıklık yaratırlardı. Açıklık alan kısa sürede yeni bir canlılık (mikroorganizmalar, otlar, küçük çalılar, küçük hayvanlar ve avcıları) kazanır, ormanın çeşitliliğini artırırdı.

Aztekler ise kenar etkisini sisteme hem hayvanları, hem bitkileri; hem toprağı, hem suyu katarak kullanmışlardır. Chinampa adı verilen, yapay adacıklar oluşturularak yapılan tarımda hem balıklar ağaç ve bitkilerin yakınlarındaki böceklerle besleniyor, hem bitkiler balıkların dışkılarından ve sudan mineral sağlıyor, hem de su kenarlarına fideler dikilerek toprağın tutulması sağlanıyor(bkz. Hidroponik Tarım).

Chinampa
Fotoğraf: Andrea Reynosa

Kıssadan hisse,

Ne kadar ahenk ve renk, o kadar güzellik.

 

Umut Hasanoğlu

 

Bonus:

 

*Üç Kız Bir Ana Türküsü

** Permakültürde kenarları olabildiğince artırmaya çalışırız. Geçiş bölgeleri (ekotonlar) biyoçeşitliliğin sağlanmasında önemli yer tutar ve biyoçeşitlilik de genellikle daha yüksek verim sağlar.


Yorum bırakın